İletişim Direktörü Fahrettin Altun’un küresel sosyal medya şirketlerine ilişkin açıklaması: “Amerikan, Alman ve Fransız yasalarına saygı gösterirken, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına saygı duymuyorlar.”
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, AK Parti genel merkezinde düzenlenen “İnsan Hakları Eğitim Programı”nda yaptığı konuşmada, Batılı insan hakları paradigmasının çöktüğü bir dönemde bu programı özgür sorgulama ve farkındalık fırsatı olarak gördüğünü söyledi.
Batılı insan hakları paradigmasının baştan beri Batı dünyasının hegemonyasını meşrulaştırmak için kurulduğunu ve kullanıldığını savunan Altun, bu paradigmanın son 30 yılda nasıl çöktüğünü ve bunun Afganistan, Irak ve Gazze’de görüldüğünü kaydetti.
Zor bir dönemde, zor bir coğrafyada, krizlerle, belirsizliklerle, çelişkilerle dolu bir dönemde yaşadığını belirten Altun, bu zor dönemde bugün yaşadığımız dünyanın temel sorununun “adalet” olduğunu söyledi.
Adaletsizlikle mücadelenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hareketinin temel meselesi olduğunu belirten Altun, Erdoğan’ın artık bu mücadeleyi küresel arenada, dünya sistemi için verdiğini söyledi.
Karşı karşıya olduğumuz küresel adaletsizliğin kaynağının Batı sömürge düzeni ve bu sömürge düzenini güçlendiren ve güçlendiren “Batı bağımlılık sistemi” olduğunu kaydeden Altun, bugün bu adaletsizliği üreten küresel sistemin birçok risk ve krizle karşı karşıya olduğunu söyledi.
Fahrettin Altun, savaşlar, ekonomik krizler, salgın hastalıklar, afetler, göç, terör ve ırkçılık gibi pek çok sorun ve zorluğun dünyadaki baskı politikalarını ağırlaştırdığını belirterek, şöyle konuştu: “Adalet yoksa hak da yoktur. hayır adalet var, hak yok, adalet yok, insan hakkı yok, savaşmamız gereken şey şu: “Mücadele etmemiz gereken tam da bu adaletsizlik.”
Bugün dünya sahnesinde yaşanan “adalet krizi”nin yanında “hakikat krizi”nin de bulunduğunu ve bu iki krizin insan hakları karşısındaki iki büyük düşman olduğunu belirten Fahrettin Altun, en temel bileşenin insan hakları olduğunun altını çizdi. gerçekler doğru bilgilerdir.
Bu süreçte medyanın tarihsel ve güncel konumunun ne olduğunu sormak gerektiğini vurgulayan Fahrettin Altun, medyanın toplumun ve kamuoyunun çıkarlarını savunan dördüncü bir güç ve siyaset üstü bir mekanizma olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, medyanın yargılama sürecinde halka sağlıklı bilgi akışı sağlayamadığını ve gerçek bir iletişim zemini sağlamadığını kaydetti.
KÜRESEL SOSYAL MEDYA ŞİRKETLERİ
Altun, günümüzde küresel medya şirketlerinin ve sosyal medya platformlarının küresel iletişim akışını ideolojik bir çerçevede yönlendirmeye, sahte bilgi yaymaya, sistematik dezenformasyon üretmeye başladıklarını ve bunların hepsinin başlı başına insan hakları ihlali olduğuna dikkat çekti.
İletişim Direktörü Altun şöyle devam etti:
“Dijital faşizm rejimiyle ve bu dijital faşizm rejimini ayakta tutmaya çalışan dijital diktatörlerden oluşan bir rejimle karşı karşıyayız. Düşmanımızı çok iyi tanımalı ve tanımalıyız. Onların en temel güç stratejisi günlük yaşamlarımızı sömürgeleştirmek ve sömürgeleştirmektir. Bunu yapmak için, bunu sağlamak için, bu yapay ve aşırı tüketimi teşvik etmeye çalışıyorlar, insanları uyuşturan dijital bağımlılık sistemini ayakta tutmaya çalışıyorlar, gizli sansür yoluyla politik davranışlarda değişiklik yaratmaya çalışıyorlar. Gizli teşvik yöntemleri Bütün bu süreçlerde elbette kendilerini devletlerin, özellikle de Batılı olmayan devletlerin denetiminden, düzenlemesinden ve hukuki müdahalelerinden muaf tutmaya çalışıyorlar.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN YASALARINA SAYGI GÖSTERMİYORLAR”
İngiltere’de yaşanan olayların yakından takip edildiği İngiltere Başbakanı, dün sosyal medya platformlarına çağrıda bulunarak şunları söyledi: “İki büyük sosyal medya şirketine ve yöneticilerine, internette şiddet olaylarının görüldüğünü soruyorum, bu bir suçtur ve bu bir suçtur. bu sizin platformlarınızda oluyor. Yasa herhangi bir eylem gerektirmiyor.” “Her yerde geçerli olmalı.” Aradığını iddia eden Altun, şunları söyledi:
“Biz de İngiltere Başbakanı’nın söylediğini söylüyoruz. İnternette suçu teşvik etmenin hiçbir şekilde doğru olmadığını düşünüyoruz. Hukukun her yerde geçerli olması gerektiğini söylüyoruz. Esasen bu şirketlerin Batılı devletlere karşı ayrı bir tutumu ve bir yaklaşımı var. İngiltere Başbakanı öyle söylese bile Batılı olmayan devletlere karşı farklı bir tutum sergiliyor.” Sosyal medya şirketlerinin dikkatli davrandığı Batılı devletler bile düzenlemenin gerekliliğinden bahsediyor. Bu şirketler çoğunlukla Amerikan, Alman ve Fransız kanunlarına saygı gösterirken, örneğin Türkiye Cumhuriyeti egemen bir devlet olarak bunu kabul etmiyor. Her zaman söylüyoruz. Nasıl ki Mavi Vatan ve Gök Vatan’da var olup egemenlik haklarımızı koruyorsak, siber vatandaki haklarımızı ve egemenliğimizi de korumalıyız.
Bu sosyal medya platformlarından beklentilerimiz çok net. “Hukukumuza, egemenlik haklarımıza ve vatandaşlarımızın ifade özgürlüğüne saygı gösterin. Terörizme, organize suçlara ve yasa dışı faaliyetlere zemin hazırlamayın. “Türk yargısı, polisi ve kurumlarıyla işbirliği yapın.” Devletimiz kamu yararı ve vatandaşlarının hak ve özgürlükleri için mücadele ediyor. Ben bu mücadeleyi verirken, popülizm adına gerçeklerle bağdaşmayan yorumlar yaparak, açıkça yalan söyleyerek bizi hedef gösterenleri toplumsal vicdanın insafına bırakıyorum. Yani ne yapmalıyız? “Doğru bilgi, hakikat ve temiz iletişim için mücadele etmeliyiz, mücadele etmeliyiz.”
“AYM KARARI BTK INSTAGRAM KARARINDAN ÖNCE ALINDI”
Fahrettin Altun, son günlerde Anayasa Mahkemesi kararıyla Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’ne yönelik manipülasyonlar yapıldığını da söyledi.
Anayasa Mahkemesi’nin, 6663 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin bazı maddelerini iptal ettiğini anımsatarak, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nı kuran kararname olan 14’üncü kararname olan Altun, mahkemenin “düzenlemenin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile değil kanunla yapılması gerektiğini” belirterek 9 ay süre tanıdığını belirtti.
“Anayasa Mahkemesi bu kararı Bilişim Teknolojileri Kurumu’nun Instagram’a erişimi engelleme kararı sonrasında verdi” yalanının uygulamaya konulduğunu belirten Altun, Anayasa Mahkemesi’nin bu kararının Instagram’ın kararından önce alındığını ve yayınlandığını hatırlattı. Resmi Gazete Gazzetta. Altun, “Burada açık bir anakronizm var. Maddi ve somut olarak ortaya konabilecek bir gerçek var.” dedi.
Fahrettin Altun, bu süreçte devleti, kuralları ve kurumları tanımayanların bu yalana kanabileceğini söyledi ancak siyasetle uğraşan, medyada kendini kanaat önderi olarak tanıtan kişilerin bu tür bilgileri açıkça çürütülebilir şekilde yaymasının kabul edilemez olduğunu vurguladı. yalan.
Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararla “Dezenformasyonla Mücadele Merkezi kapatılacak ve hukuki dayanağı kalmayacak” yalanlarının da gündeme getirildiğini belirten Altun, “Dezenformasyonla Mücadele Merkezimiz Dezenformasyonla Mücadele Merkezimizin yaptıklarından gurur duyuyoruz.” dedi.
“YERLİ VE ULUSAL SOSYAL MEDYA PLATFORMLARI ÜRETMELİYİZ”
Dijital medya okuryazarlığı kültürünün ve bu kültürün yayılmasının önemine vurgu yapan Altun, bu doğrultuda eğitim materyalleri ürettiklerini ve kamuoyunu bilinçlendirmeye çalıştıklarını söyledi. Fahrettin Altun şunları söyledi:
“Nasıl ki bu süreçte yerel ve ulusal medya kuruluşlarımız ortaya çıktıysa, markalar üretildikçe, dijital alanda da, dijital medya alanında da benzerlerini üretmek gerekiyor. Konvansiyonel medya sahiplerine seslenmek istiyorum. firmalara, “Gelin, yeni medyaya, dijital medyaya çok daha fazla yatırım yapın.” Sadece içerik üretiminden bahsetmiyorum, yerli ve ulusal sosyal medya platformları kurmaktan bahsediyorum. Çalıştığımız sosyal medya platformları özeldir. Bu alana yatırım yaptıktan sonra kendilerine geniş bir alan bulmuş olan firmalar ne yazık ki küresel arenada adaletsizlik ve hakikat krizini daha da ağırlaştırmışlardır. Yerel ve ulusal sosyal medya platformlarının çok ciddi bir rolü olduğu ortadadır. Buna inandığımız için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız. “Bu süreçte kolaylık sağlamaya hazırız.”
Altun, iletişim, düşünce, ifade, haber ve bilgi alma özgürlüğünün en temel insan hakkı olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu: “Biz özgürlükten yanayız ama özgürlük adına vatandaşlarımızın haklarının, kanunlarının yenilmesine izin veremeyiz. ” Vatandaşlarımızın bu hakkı sağlıklı bir şekilde kullanabilmesinin yolu, adaletin ve hakikatin birlikte sağlanmasıdır.” “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde bu mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz.”
Fahrettin Altun, konuşmasının ardından AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hasan Basri Yalçın’dan hediye aldı.